"Tekelci ve dayatmacı anlayışları tasfiye edeceğiz"

Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av. Bayram Sakartepe, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın hutbede söylediği sözleri eleştiren Ankara Barosu’na tepki gösterdi. Sakartepe, talihsiz olarak nitelediği Ankara Barosu’nun açıklamasını kabul etmenin mümkün olmadığını söyledi. Baronun görev alanına girmeyen bir konuda açıklama yaparak, milletimizin İnancına ve Toplumumuzun Ortak paydasına karşı saldırgan bir tutum takındığını belirtti.

"Tekelci ve dayatmacı anlayışları tasfiye edeceğiz"
03 Mayıs 2020 - 02:28
Meslek örgütlerinin, kuruluş amaçları dışına çıkarak, İdeolojik mücadele için konumlanmasının o kuruluşun üyeleri tarafından tasvip edilmeyen bir uygulama olduğunu vurgulayan Sakartepe, “Bu tavırlar, meslek örgütlerinin TEKEL olmalarından kaynaklanmaktadır. Ülkemiz siyasal alan da çok partili demokratik yapıya geçeli yıllar olmuştur. Bu Tekelci ve Dayatmacı yapının mutlaka ve derhal değiştirilmesi gerekmektedir. Bu yapı yerine, rekabetçi, şeffaf ve aynı meslek grubu içinde birden fazla meslek örgütünün kurulmasına izin verilmelidir. Mesela, bir doktor Tabipler Odası’na kayıt olmak yerine, başka bir Tabip odasına kayıt olma imkan ve özgürlüğüne kavuşmalıdır. Yine Ankara’da ofisi olan bir avukat mevcut Baro yerine, aynı ilde örgütlü, alternatif Baro veya Barolara kayıt olabilmelidir. Böyle bir Rekabet, Tekelci ve Dayatmacı anlayışları tasfiye edecektir. Yeniden Refah Partisi olarak, Bu TEKELCİ yapıdan milletimizi en kısa zamanda kurtaracağız.” Dedi.
 
Kendi üyeleri karşı çıkıyor
Milletin değerlerine yabancı olan meslek örgütlerinin zaman böyle açıklamalar yaptığını kaydeden Sakartepe, “Afrin operasyonu, esnasında da, bir başka meslek örgütü olan, Tabipler Birliği  “Toplum Sağlığına aykırıdır” diye karşı çıkmıştı. Milletin değerlerine yabancı olan meslek örgütleri, kendi görevlerini ifa etme, üyelerinin Mesleki standartlarını yükseltme gayretleri yerine, içinden çıktıkları toplumun değerleri ile mücadeleyi seçmeleri asla kabul edilemeyecek bir husustur. Meslek örgütü yöneticileri, temsil ettikleri üyelerinin ittifak etmedikleri bir konuda, sadece yönetim yetkilerine dayanarak, açıklamada bulunmaları son derece yanlıştır. Ankara Barosu’nun yapmış olduğu bu açıklamayı, Ankara Barosuna kayıtlı Avukatlar da kabul etmemiştir. Dolayısıyla, kendi mensuplarının dahi kabul etmediği ve karşı çıktıkları, hayasız fiili savunması 100 yıllık bir meslek örgütüne hiç yakışmamıştır.” Diye konuştu.
 
İstanbul Sözleşmesi’nden imzamız çekilsin
Açıklamasının son bölümünde İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik eleştirilerini dile getiren Sakartepe şunları söyledi:
“Niyetimiz bataklığı kurutmak ise, Avrupa Birliği Uyum süreciyle başlayan ve İstanbul Sözleşmesiyle devam eden, süreci iyi takip etmemiz gerekmektedir. Bu süreçte, dış dayatmalarla, milletimizin manevi değerlerine karşı tüm kanun ve uygulamalar meşrulaştırılmıştır.
11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul Sözleşmesi imzalandı. 14 Mart 2012 tarihinde TBMM de oy birliği ile kabul edildi. Meclis gündemine saat 22.50 de gelen tasarı, 23.16 da görüşmeleri tamamlanarak, toplam 26 dakika gibi kısa bir süre de kabul edildi. Görüşmelerde ve oylamada, hiçbir milletvekili itiraz etmedi. 1 Ağustos 2014 tarihinde de resmi gazete de yayınlanarak yürürlüğe girdi. 45 ülke tarafından imzalanan bu sözleşme, 27 ülke tarafından onaylanarak yürürlüğe konulmuştur. Anayasanın, 90/son .m uyarınca uluslararası sözleşmeler, hiyerarşik olarak, kanunlardan daha üstün kılınmıştır. Dolayısıyla, İstanbul Sözleşmesi hükümleri iç hukuk kurallarımızdan (kanunlarımızdan) maalesef daha yukarıdadır.
Bütün bunlara rağmen, Evrensel Hukuk tarafından da, Aile toplumun çekirdeği olarak kabul edilmektedir. Aile Toplumun geleceğidir. Lutilik ise toplumun geleceğine karşı işlenmiş bir cinayettir. Toplumun geleceğini yok etmektir. Ailenin korunması yaşama hakkının korunmasıdır.  Derhal, bu yanlıştan dönülerek, İstanbul Sözleşmesi’nden, Türkiye olarak, imzamızın çekilmesi ve uzantılı kanunların yürürlükten kaldırılması gerekmektedir.
Bu olaylar karşısında, Hükümet’in, Muhalefet Partisi gibi eleştirel bir yaklaşım göstermesini de asla kabul etmiyoruz. Zira Aziz Milletimiz’in İnancına ve Değerlerine aykırı, bu kanunları siz çıkartınız. Eleştirdiğiniz Kişi ve Kurumlara, bu imkanları siz verdiniz. Bunların Yasal zeminlerini sizin hükümetiniz oluşturdu. Milletin ve yıkılan ailelerin, perişan olan çocukların yerine KADEM’in, AB’nin ve Küresel Emperyalistlerin sözünü dinlediniz. Aile yapımızı perişan ettiniz.
Şimdi Aziz Milletimiz’den özür dileyip, bu büyük yanlıştan dönme vaktidir. Yeniden Refah partisi olarak, ÖNCE AHLAK VE MANEVİYAT diyoruz. Hükümeti, iktidar olduğunun farkına vararak, Muhalefet Partisi gibi davranmaktan vazgeçmeye davet ediyoruz. Olaylar karşında şikayetçi olmak yerine çözüm üretmeye Çağırıyoruz.
Hükümet’ten;
1) Milli Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan , “ Toplumsal Cinsiyet Eşitliğine Duyarlı okul” projesinin kapsamının ve amacının, ne olduğunun kamuoyuna açıklanmasını;
2) Tekelci Meslek örgütü yapılanmasına son vererek, Rekabetçi, Şeffaf ve Çoğulcu meslek örgütlerine geçiş için, gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasını;
3) Milletimizin sırtında hançer olan, başta İstanbul Sözleşmesi olmak üzere, Türk Aile yapısını Dinamitleyen Kanunların yürürlükten kaldırılmasını talep ediyoruz.
Vatandaşlarımızın, beklentilerini yerine getirin, hem bizim hem de, Aziz milletimizin duasını alın; Bu konu da, Hem biz hem de milletimiz sizi alkışlasın.
Yeniden Refah Partisinin genç ve ehil kadroları, Tarihi sorumluluklarını, yerine getirmek için, Demir Çarıklarını giyerek, İktidar Yürüyüşünü en kısa zaman da tamamlayacaktır.”
 

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum